Hayatlarımıza neşe ve umut katan minik yavrularımızın hayata başlamak için ilk adımı anne karnında başlıyor. Kendini rahat hissettiği o plesentanın içerisinde ki kurduğu ilk bağ anneyle başlar. Plesenta havuzunun içerisinde annesinin sesiyle ve onun hissettiklerini hissederek daha doğmadan hayatı hissetmeye ve anlamaya başlar. Anneyle kurduğu o eşşiz bağıyla henüz yabancısı olduğu ama gelmek zorunda kaldığı bu hayata daha emin ve güvenle başlar. Bu zorlu yolculuğu anne ve bebek beraber tamamlarlar. Aslında doğum zamanı son bulan bu yolculuk daha yolun başıdır. Bebekler anneye muhtaç halde bu dünyaya gelirler. Çünkü onlar savunmasız ve her şeyden habersizlerdir. Onları hayata anneleri hazırlarlar.
Anne ile Bebeğin İlk Buluşması
İlk dokunuş, ilk bakış o ilk sıcaklık ve güven duygusu çok önemli. Annenin sevgiyle dokunuşu bebeğe güven verirken sakin ve rahat sesi onlara ayrı bir huzur verir. Zor bir yolculuktur ama aşılamaz değildir.. Bebeğinin ilk adımları annenin kollarında başlar çünkü kendini en çok o kollarda güvende hisseder.
- Bebeğin Zorlu Yolculuğu
ilk adımlarla başlayan bu yolculuk her anneye ve bebeğe göre farklı zorluklar gösterir. Bebeklikten çocukluğa geçiş sürecinde annenin bebeğinin gerek ruhsal gerek fiziksel ihtiyaçlarını optimal bir bakış açısıyla fark ederek gerekli ve yeterli bir şekilde yerine getirmesiyle sağlıklı bir gelişime sahip çocuk yetiştirmeye başlar.. Bunu sağlayan optimal bakış açısını da annenin beyninin sağ kısmına iletilen sinyallerle mümkün oluyor.
Anne bebeğine odaklandığı zaman onun ihtiyaçlarını o konuşamasa da ağlayış şekliyle algılayıp anlayabilir. Bu sayede açsa emzirir ya da doyurur, altı kirliyse anlar ve değiştirir ya da huzursuz olduğu ne varsa daha kolay anlayabilir. Etrafındaki insanlar niye ağlıyor diye düşünürken anne tüm gereklilikleri yerine getirip bebeğin ya da çocuğun sakinleşmesini sağlar. Bu zorlu yolculukta annenin sabırlı ve anlayışlı olması da ayrıca önem taşır. Sağlıklı nesiller yetiştirmek isteyen annelere büyük iş düşüyor..
- Sağlıklı Bir Çocuk
Doğduğu andan itibaren akıl, ruh ve beden ihtiyaçları gerektiği şekilde ve yeterli karşılanan bir çocuk ileriki yıllarında hem ailesine hem de bulunduğu topluma yararlı bir birey olarak yetişir. Bu ihtiyaçları karşılanmayan, eksik bırakılan ya da yetersiz olan çocuklar da maalesef depresif, kişilik bozukluklarıyla, sapkın düşüncelerle ya da şiddet eğilimli kimliklerle karşımıza çıkabiliyor. Buna engel olmanın ilk yolu ANNE ve ÇOCUK arasındaki o bağı ilk andan başlayarak geliştirip çocuktaki yeterliliklerin yerine getirildiğinden emin olmayla başlar. Bir çiçeğe su, hava ve besinli toprak verirseniz büyür çiçek açar sizi mutlu eder. Çocuklarımız da bizim bahçemizin çiçekleri…
